Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) Halka İlişkiler Birimi Sorumlusu Zeynep Demir, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nün Etik ve Sosyal Sorumluluk dersine konuk oldu.
LÖSEV Halkla İlişkiler Birimi Sorumlusu Zeynep Demir,öğrencilere vakfın tarihçesini, amaçlarını, yardım faaliyetlerini ve sosyal sorumluluk projelerini anlattı.
Zeynep Demir, sözlerine LÖSEV’in lösemili (kan kanseri) çocuk hastalara yardım etmek amaçlı1998 yılında Ankara’da kurulduğunu, 2012 yılından itibaren ise yoğun talepten ötürü yetişkin hastalara da hizmet veren bir vakıf haline geldiklerini anlatarak başladı.
Löseminin yüzde 82 gibi bir oranda 0-13 yaş çocuklarda görüldüğünü vurgulayan Zeynep Demir, hastalık belirtileri olarak deri üzerinde morluk, yüksek ateş, deri kanamaları, hızlı kilo kaybı, diş eti kanamaları ve kemik ağrıları görülebileceğini; bir kan tahlili ile kişilerin sağlıkları hakkında doğru bilgiye ulaşabileceklerini kaydetti. Demir, bir lösemi hastasının tedavi sürecinin ilk 7-8 ayının hastanede başlayarak sonrasında kemoterapi ve ilaç devresiyle 5 yıla kadar sürebileceğini belirtti. Tedavisi biten hastaların ise ömür boyu kontrollerinin devam ettiğini söyledi. Yapılan bu tedaviler sonuç vermezse ilik naklinin söz konusu olduğunu sözlerine ekledi.
Kanserin masraflı bir süreç olduğunu belirten Demir, Sosyal Hizmetler Biriminin vakıf ve hasta arasında bir köprü olduğunu hastanın kanının alındığı ilk günden tedavi sürecinin sonuna kadarhasta ve ailesinin yanında olunduğunu söyledi.
Demir, kanser hastalarının talep ederlerse tedavilerini vakfın Ankara’daki hastanesinde sürdürebileceklerini, vakıf hastanesinde tedavi olunmasa bile kendilerinden maddi ve manevi destek alabileceklerini aktardı.
Her bağışçının duvarlarını tuğla tuğla ördüğü hastane
Ankara Gölbaşı’nda çok yönlü olarak tasarlanan ve tüm kanser hastalarına ücretsiz olanLÖSANTE’nininşaatınaMayıs 2013’de başlandı. “Bir Tuğla da Sen Koy!” projesiyle bağışçılar tarafından tuğla tuğla örülen LÖSANTE’nin yanında bir eğitim binası da bulunuyor ve uzaktan tedaviye gelen çocuk hastalar gerekli önlemler alındığında 4 yıllık eğitimini burada ücretsiz olarak tamamlıyor.
LÖSEV tarafından lösemili hastaların aileleriyle birlikte kalabilmeleri için inşa edilen köyde konaklama da ücretsiz. LÖSEV’inaileler için 8 yıl önce düzenlemiş olduğu “Annemin de Yüzü Gülüyor” isimli bir aylık proje ailelerin katkılarıyla büyüyerek LÖSEV dükkâna dönüştü. Dükkânın kazancı ile ailelere istihdam sağlanıyor ve vakfa bağışlar toplanıyor. Talep eden kurumlar gönderilen ürünleri satarak LÖSEV kumbarasına katkıda bulunuyor.
LÖSEV Köyü koli çalışması her hafta düzenli olarak sosyal hizmetlerden alınan listelerle ailelere yardım gönderiyor. Tüm Marmara’ya 50 aileye yardım kolisi gönderilirken Ankara ofisinden Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya 1000 koli hazırlanıyor.
Olimpiyatlarda onlar da var
OnkolojiOlimpiyatlarına katılmaları için çocuklara destek olan LÖSEV yetkilileri, bu tür etkinliklerin çocukların özgüveni, dış dünyaya adaptasyonu ve iletişime açık halde olmaları için önemli olduğunu düşünüyor.
Her sene 7 Mayıs’ta sağlıklı yaşama dikkat çekmek için yürüyüşler düzenleyen LÖSEV, Mayıs ayının son cumartesi olan Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftasında gönüllülerin yardımıyla hastalara festival tadında bir gün yaşatıyor. Ayrıca yaz kamplarında Türkiye’nin her yerinden gelen çocuklar kampüste buluşuyor.
Vakfın LÖSEV1998 adlı sosyalmedya hesaplarında ailelerin kan ihtiyaçlarını paylaştıklarınıve bu ihtiyaçların sosyal medyada duyuruldukça günlerdir kan bekleyen bir hastaya umut olabileceğini belirten Demir, hastaların sürekli ve düzenli kan nakline ihtiyaçları olduğunu vurguladı.
Dışarıda LÖSEV adına bağış toplayanart niyetli insanların olduğunu belirten Demir, “LÖSEV kapı kapı dolaşmaz, bir şey satmaz, elden bağış toplamaz. Bu şekilde dolaşan insanlara güvenmeyin” sözleriyle öğrencileri dikkatli olmaları konusunda uyardı.
Marmara Üniversitesi’nde bulunan Marmara LÖSEV kulübünün etkinliklerine değinen Demir, gönüllülerin hem kulübe hem de İstanbul Levent’teki ofislerine başvurabileceğini söyleyerek sözlerini noktaladı.
Haber: Ayşe KARADENİZ
Fotoğraf: Anıl DİKTAŞ